Kalmamak
Sorunu sor hemen cevaplansın.
kalmamak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- (neg. form of kalmak ) not to stay
- be out of
- not to stay
- be sold out
- wither {f}
- wear away
- not to remain
- be out of sth (deyim)
- be out of smth
- wither away
- kafa kalmamak
- to be so worn out one can't think
- kafa kalmamak
- to be unable to think
- kal
- {f} remain
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
-Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Words fly away, the written remains.
-Söz uçar, yazı kalır.
- borcu kalmamak
- be in the black
- memnun kalmamak
- be dissatisfied
- zerre kadar şüphe kalmamak
- without a shadow of a doubt
- kal
- {f} remaining
There were few students remaining in the classroom.
-Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
-Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
- kal
- {f} staying
A man named George was staying at a hotel.
-George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
My uncle is staying in Hong Kong at present.
-Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.
- kal
- devolve
- kal
- hover over
- kal
- {f} stay
I can't stay here forever.
-Sonsuza dek burada kalamam.
We stayed overnight in Hakone.
-Bir geceliğine Hakone'de kaldık.
- ağlamaktan gözünde yaş kalmamak
- cry one's eyes outcry one's heart out
- bakiye kalmamak
- no unpaid balance
- umudu kalmamak
- have no hope
- zamanı kalmamak
- Run out of time
- ahı tutmak / yerde kalmamak
- to have one's curse take effect
- alacağı vereceği kalmamak
- even up on
- altta kalmamak
- not to be outdone
- altında kalmamak
- 1. not to leave (a kindness) unrepaid. 2. to get even (for)
- altında kalmamak
- to make it up to sb
- altında kalmamak
- requite
- altında kalmamak
- repay
- anlamı kalmamak
- lose its meaning
- ayakta duracak hali kalmamak
- to feel fatigued
- aşağı kalmamak
- not to be inferior (to)
- bet beniz kalmamak
- go pale
- bet beniz kalmamak
- (deyim) be scared out of one's wits
- bet beniz kalmamak
- to go pale
- beti bereketi kalmamak
- to become scarce, to run out
- can kalmamak
- to have all the life drained out (of)
- dayanacak gücü kalmamak
- be at the end of one's tether
- dayanacak gücü kalmamak
- to be at the end of one's tether
- dağarcıkta bir şey kalmamak
- 1. to have used up all that one has. 2. to have run out of things to say
- elde avuçta bir şey kalmamak
- to have nothing left
- geri kalmamak
- catch up
- geri kalmamak
- 1. not to refrain from, not to abstain from, not to fail (to do something). 2. to be as good as; to match, equal. 3. not to lag behind, not to hang back (from)
- geri kalmamak
- a) to be as good as b) not to fail (to do sth)
- hacet kalmamak
- to be no longer necessary
- hali kalmamak
- faint
- hali kalmamak
- to have no strength left, to be tired out/worn-out
- hali kalmamak
- droop
- hali kalmamak
- feel faint
- hali kalmamak
- be exhausted
- hali kalmamak
- languish
- hali kalmamak
- have no strength left
- hayır kalmamak
- to be of no more use
- hiç kalmamak
- be out of smth
- ilgisi kalmamak
- finish with
- ilişiki kalmamak
- to have no connection with, not to be connected with; to have nothing to do with
- ilişkisi kalmamak
- have no truck with
- işi kalmamak
- to finish with sb/sth
- kal
- snub
- kal
- remains
The problem remains to be solved.
-Sorun çözülmeden kalır.
The hotel remains closed during the winter.
-Otel kış boyunca kapalı kalır.
- kal
- word, talk
- kendine güveni kalmamak
- lose one's self confidence
- kimseden geri kalmamak
- yield to none
- laf altında kalmamak
- to give as good as one gets (in an argument)
- lakırdı altında kalmamak
- to give as good as one gets (in an argument)
- mahal kalmamak
- for there to be no room left for, for there to be no longer any need for
- mahal kalmamak
- to be no longer necessary
- mecali kalmamak
- to have no strength left
- minnet altında kalmamak
- repay a favour
- minnet altında kalmamak
- to repay a favour
- oyun dışı kalmamak
- (kriket) carry the bat
- sabrı kalmamak
- loose one's patience
- sabır kalmamak
- be out of patience
- sabır kalmamak
- run out of patience
- söz altında kalmamak
- to be quick to retort
- söz altında kalmamak
- to give as good as one gets (in an argument)
- tahammülü kalmamak
- to have no more endurance or patience left
- takati kalmamak
- to be exhausted bitmek
- takati kalmamak/kesilmek/tükenmek
- to have no more strength left, be exhausted, be worn out
- tatı tuzu kalmamak
- 1. to lose its charm, be no longer pleasurable. 2. (for a food or drink) to lose its flavor, become insipid
- yüzü kalmamak
- lose face
- yüzü kalmamak/-e karşı/
- not to have the nerve/gall to ask (someone) for something
- çağın gerisinde kalmamak
- to keep up with the times
İlgili Terimler
kalmamak teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- KAL
- (Osmanlı Dönemi) (A, uzun okunur) Söz
- kal
- Bir düşünceyi anlatabilmek için art arda söylenen kelime dizisi
- kal
- Koparma, sökme
- kal
- Söz, lakırtı, laf
- kal
- (Osmanlı Dönemi) bir şeyi kökünden çekip koparmak, azletmek
- kal
- çekirge
- kal
- Maden külçelerinin eritilip arındırılması
- kal
- Laf, söz
- kal
- Söz, lakırdı, laf
- kal
- Koparma, sökme, kökünden söküp atma
- kal
- Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
- kal
- Söz laf
- kâl
- (Osmanlı Dönemi) söz
İlgili Terimler
kalmamak teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- KAL
- (Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.